İş Hayatı ve Sosyal Hayat Dengesini Sağlamak için 5 Öneri
Bu iki başlık arasındaki denge yıllardan beri üzerine konuşulan bir konu olmasına rağmen, halen balansı tam olarak sağlamakta güçlük çeken bir toplumuz. Ancak günümüz şirketleri, özellikle yeni bir girişim ile hayat bulmayı hedefleyen ve start-up olarak adlandırılan yeni nesil şirketler, çalışanlarını istihdam ederken özellikle bu dengeyi ön plana çıkaran bir yaklaşım sergiliyorlar.
Çalışma hayatına, bu tarz yeni politikaların entegre olması, çalışanların da iş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi kurmak için yeni yöntemler geliştirmesine sebep oluyor. Bu yeni yöntemler konusunda teknolojik gelişmelerden faydalanmak da tabi ki doğal bir yaklaşım. Kişiden kişiye ve çalışılan sektöre bağlı olarak değişkenlik göstermekle beraber, genel manada bu dengeyi sağlayabilmeniz adına teknolojiden yardım alabileceğiniz 6 başlığa dilerseniz bir göz atalım.
#1. E-mailleriniz üzerinde hakimiyet kurun
Akıllı telefonlar sağolsun (!), iş yaşantısı ile olan bağlantımız bir an olsun kopmuyor. Akşamın bir saatinde mail kutunuza düşen bir mail, sizi aileniz veya arkadaşlarınız ile geçireceğiniz ya da sadece ve sadece kendinize ayırdığınız süreden mahrum bırakabiliyor.
Size tavsiyemiz; tabii ki çalıştığınız sektör buna izin veriyorsa, e-mail kutunuzdaki öncelikli postaları belirleyerek, gereksiz dikkat dağılmalarına sebebiyet verebilecek olanlaı saf dışı bırakmanız. Bunu kendiniz yapamasanız bile çalıştığınız şirketin IT departmanının yardımı ile önemli/önemsiz sınıflandırması yapabilecek bir inbox sistemine sahip olabilirsiniz.
#2.Giyilebilir teknolojilerden her an faydalanın
Giyilebilir teknolojierin git gide yaygınlaşıyor olması, su götürmez bir gerçek. Bu ufak cihazlardan, iş/hayat dengenizi daha iyi oturtabilmeniz adına pek çok aktivitede faydalanmaya çalışın.
Örneğin; çalışma hayatında hemen hemen herkesin şikayetçi olabileceği uyku problemi ile başa çıkmak için “uyku döngüsü takip sistem”inden faydalanabilirsiniz. Bu sayede uyanmanız için en uygun zamanı tespit etmeniz dahi mümkün. Unutmayın çalan alarmınıza “ertele” şeklinde vereceğiniz her cevap, sizin kahvaltı sürenizden çalar, ya da rahat bir otobüs yolculuğu yerine yüzünüz cama yapışık bir şekilde tamamlayacağınız başka bi alternatife sebebiyet verebilir.
Uyku döngünüzü takip etmenin yanı sıra, fitness sürecinizi de takip etmek akıllıca bir davranış olacaktır. Sağlıklı bir yaşam adına spor yapmanın, bedeni çalıştırmanın gerekliliği tartışılmaz bir gerçek. Ancak iş hayatının sürekliliği sebebiyle buna vakit ayıramamak ya da ayırmak istememek oldukça normal. Ancak giyilebilir teknolojiler sayesinde; fitness sürecinizi iş hayatınıza da dahil etmeniz mümkün. Çoğu cihaz üzerinde bulunan takip uygulamaları sayesinde günlük yürüyüş süre ve mesafesini takip edebilirsiniz. Kendinize bazı hedefler belirleyerek, örneğin 5. kattaki ofisinize asansör yerine merdivenleri kullanarak çıkmayı tercih edebilirsiniz. Unutmayın hayatınızın işle ilgili kısmına, sosyal yaşamınızdan alarak entegre edeceğiniz her unsur size serbest zaman olarak dönecektir.
#3. Touristeye ile hayallerinizin tatilini planlayın
Touristeye sayesinde sadece lokasyon ve tarih aralığı belirterek saniyeler içinde, dünyanın dört bir köşesindeki tatil fırsatlarından, görülmesi gereken yerlerden ya da özel etkinliklerden haberdar olmanız mümkün. Dünya çapında, 250 binden fazla lokasyon dahilinde tatil planı yapmanıza fırsat veren Touristeye’ı elbette ki kısa süreli haftasonu seyahatlerinizi planlamak için de kullanabilirsiniz.
Evet belki hayallerinizin tatiline çıkmak için henüz fırsatınız yok. Ancak sadece gözlerinizde canlandırmak ve planını hazırlamak bile iş ortamındaki stres katsayınızın azalmasını sağlayacaktır.
#4. Lüzumsuz toplantı sayınızı azaltın
Şirket içi organizasyon faaliyetleri düzenleme üzerine uzmanlaşmış olan, Amerika menşeili şirket Atlassian’a göre, çalışan kesim 1 ayın ortalama 31 saatini verimsiz toplantılar ile harcıyor.
Eğer toplantılar, iş gününüzün ayrılmaz bir parçası ise, siz de bu bahsettiğimiz verimsiz saatler içerisinde kaybolan kitleye dahilsiniz demektir. Yönetim departmanınızdan, katılmanız gereken toplantı sayısına bir üst limit koymasını isteyebileceğiniz gibi, öğle tatili gibi sadece size ait olması gereken zaman zarflarına toplantı veya işinizle ilgili başka bir unsurun dahil edilmemesi ile ilgili politik düzenlemeler de talep edebilirsiniz. Ya da iş zamanınızdan sayabileceğiniz süreleri, örneğin; aracınız içerisinde işe giderken harcadığınız zamanı telekonferans sayesinde toplantı sürelerinize dahil etmeye çalışın.
#5.Sosyal Medya kullanımınızı, özellikle çalışma saatleriniz içinde minimuma indirin
İşte ya da evdeki zamanınızın, kayda değer bir kısmını sosyal medya üstünde geçirdiğiniz su götürmez bir gerçek. Global olarak yapılan araştırmalar, ortalama bir bireyin günün 1.72 saatini sosyal medya siteleri üzerinde geçirdiğini söylüyor.
Sosyal medya üzerinde geçirdiğiniz zamanı kısıtlamanız, ailenize ve arkadaşlarınızla yüz yüze geçireceğiniz zaman olarak size geri döneceği gibi, aynı zamanda çalışma saatleriniz içerisinde verimsiz geçen saatlerinizin düşmesini sağlayacak ve olası mesailerin de önüne geçecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder